(1) a body of saline water found on the earth's continental surface

listen to the pronunciation of (1) a body of saline water found on the earth's continental surface
الإنجليزية - التركية

تعريف (1) a body of saline water found on the earth's continental surface في الإنجليزية التركية القاموس.

sea
{i} deniz

Geceleyin denizde değiller miydi? - Aren’t they on the sea during the night?

Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu. - You can't drink seawater because it's too salty.

sea
{i} derya
sea
{i} dalga

Denizin dalgaları bana onu şiirini dinletti. - The sea's waves have made me hear her poem.

Karadeniz'in dalgalarını severim. - I like the waves of the Black Sea.

sea
istrongilos
sea
sea breeze denizden esen rüzgar
sea
umman
sea
Smaris alcedo
sea
sea anemone deniz şakayığı
sea
Actiniaria
sea
deniz gibi geniş olan herhangi bir şey
sea
{s} denizle ilgili
sea
(Askeri) AIR-LAND TEAM: DENİZ-HAVA-KARA TİMİ: Konvansiyonel olmayan ve milis harekatı yapacak şekilde özel eğitilmiş ve teçhizatlandırılmış ve müttefik ülkelerin personelini böyle harekatta gözetleme ve keşif dahil sularda, derelerde ve kıyı bölgelerinde eğiten bir subay grubu. Genelde SEAL timi olarak bilinir. (SEAL: Karada, denizde harekat yapabilen ve paraşütle atlayabilen komando)
الإنجليزية - الإنجليزية
sea
(1) a body of saline water found on the earth's continental surface

    الواصلة

    (1) a bo·dy of sa·line wa·ter found on the earth's Con·ti·nen·tal sur·face

    النطق

المفضلات