(ısı)

listen to the pronunciation of (ısı)
التركية - الإنجليزية
put out
To cause a player on the offense to be out, especially of men on base
To produce

The factory puts out 4000 units each day.

To consent to sex

This Grosso dated this woman a couple of times, and then, when she wouldn't put out for him, he beat her up and forced her.

To extinguish (a flame or light)

When I saw the coffin I knew that I was respited, for, as I judged, there was space between it and the wall behind enough to contain my little carcass; and in a second I had put out the candle, scrambled up the shelves, half-stunned my senses with dashing my head against the roof, and squeezed my body betwixt wall and coffin.

To place outside or eject

Don’t forget to put out the cat.

To injure a part of the body, especially a joint

Be careful with those scissors, or you'll put your eye out!.

Taking offense; indignant

He was put out at the mere suggestion of misconduct.

retire; "he was put out at third base on a long throw from left field"
upset or offended
to cause inconvenience or discomfort to; "Sorry to trouble you, but "
prepare and issue for public distribution or sale; "publish a magazine or newspaper"
extinguish; annoy; remove, send out
cause to be out on a fielding play put out considerable effort; "He put out the same for seven managers"
cause to be out on a fielding play
thrust or extend out; "He held out his hand"; "point a finger"; "extend a hand"; "the bee exserted its sting"
put out considerable effort; "He put out the same for seven managers"
be sexually active; "She is supposed to put out
make unconscious by means of anesthetic drugs; "The patient must be anesthetized before the operation"
put out, as of a candle or a light; "Douse the lights"
be sexually active; "She is supposed to put out"
ısı
heat

Our electric heater does not work well. - Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.

4. Heat the sesame oil in the wok and melt the butter. - 4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin.

ısı
warmth
ısı cam
double glazing
ısı kaynağı
heat source
british ısı birimi
(Otomotiv) british thermal units
gizil ısı
(Meteoroloji,Teknik) latent heat
ingiliz ısı birimi
(Otomotiv) british thermal units
ingiliz ısı birimi
british thermal unit
kuru ısı
dry heat
ortalama ısı
mean temperature
yüksek ısı
(Ticaret) high temperature
öz ısı
(Fizik) specific heat
ısı
(Tıp,Teknik) thermo-
ısı
fire

Warm yourself while the fire burns. - Ateş yanarken kendinizi ısıtın.

Tom warmed himself by the fire. - Tom ateşle kendisini ısıttı.

ısı adası
(Çevre) heat island
ısı akımı
(Çevre) heat flow
ısı akışı
heat flux
ısı kaybı
(Askeri) heat loss
ısı pili
thermocouple
ısı izolasyonu
thermal insulation
ısı alan
temperature field
ısı cam
insulating glass
adiyabatik ısı düşüşü
adiabatic heat drop
artık ısı
waste heat
artık ısı
after-heat
atomik ısı
atomic heat
bina ısı yükü
(İnşaat,Teknik) building thermal load
bitkisel ısı
(Fizyoloji) vegetal heat
diriksel ısı
animal heat
diril ısı
animal heat
egzoz ısı kalkanı
(Otomotiv) exhaust heat shield
egzoz ısı kiti
exhaust temp kit
enine akım ısı eşanjörü
(Havacılık) cross flow heat exchanger
etkili ısı
available heat
gizil ısı akısı
(Meteoroloji) latent heat flux
gizli ısı
latent heat
kelvin ısı birimi
Kelvin temperature
kritik ısı
(Fizik,Teknik) critical temperature
kullanılabilir ısı
available heat
kızıl ısı
red heat
lineer ısı üretim hızı
(Çevre) linear heat generation rate
manifold ısı kontrol valfi
(Otomotiv) manifold heat control valve
molar ısı
molar heat
nemli ısı
(Gıda) humid heat
nominal ısı akışı
rate of heat flow
nominal ısı kapasitesi
rated heat output
referans ısı
reference temperature
termik ısı
thermic fever
toplam ısı
total heat
toplu ısı
enthalpy
yersel ısı
terrestrial heat
özgül ısı phys
specific heat
ısı
heat, warmth (as thermal energy)
ısı
heat; temperature
ısı
pyro
ısı
thermo

Tom put the thermometer under his arm. - Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.

Tom looked at the thermometer on his dashboard. - Tom gösterge panelindeki ısıölçere baktı.

ısı
caloric
ısı aktarımı
heat transfer
ısı aküsü
thermal battery
ısı akışı
heat flow
ısı alma
heat absorption
ısı alıcı
heat sink
ısı alışverişi
heat exchange
ısı birimi
heat unit
ısı birimi
calorie
ısı birimi
(100.000 btu) therm
ısı birimi
calory
ısı bobini
heat coil
ısı detektörü
heat detector
ısı emen
(Biyoloji) heat-absorbing
ısı emen
(Biyoloji) endothermal
ısı emme
heat absorption
ısı emme
thermal absorption
ısı eşdeğeri
heat equivalent
ısı geçiren
diathermanous, diathermic
ısı geçirme
diathermancy
ısı geçirmez
adiathermal
ısı geçişi
heat transmission
ısı ile ilgili
caloric
ısı ile sertleşen
thermosetting
ısı ile yumuşayan şeffaf madde
polystyrene
ısı iletimi
heat conduction, thermal conduction
ısı iletkeni
thermal conductor
ısı izolatörü
heat insulator
ısı kalkanı
heat shield
ısı kaybı
heat dissipation, heat loss
ısı kazancı
heat gain
ısı kuşak
the Torrid Zone, the tropics
ısı limiti
(uçak) heat barrier
ısı makinesi
heat engine
ısı merkezi
radiant
ısı miktarı
quantity of heat
ısı nakli
heat transfer
ısı pompası
heat pump
ısı salan
exoergic
ısı sever
(Biyoloji) thermophile
ısı tedavisi
diathermy
ısı tedavisi yapmak
heat treat
ısı tüketimi
heat consumption
ısı uygulamak
heat treat
ısı veren
exothermic
ısı veren
calorific
ısı veren
exoergic
ısı verici
exothermic
ısı yalıtkanı
heat insulator
ısı yalıtımı
heat insulation, thermal insulation
ısı yalıtımı
heat insulation
ısı yayan
radiant
ısı yayan
heat generated
ısı yutucu
heatsink
ısı yükü
(Tıp) heat strain
ısı çıkaran
exothermic
ısı ölçüm
calorimetry
ısı üreten
pyrogenous
التركية - التركية

تعريف (ısı) في التركية التركية القاموس.

ısı
Sıcaklık
diriksel ısı
Hayvanların vücut ısısı
diril ısı
Hayvanların vücut ısısı, diriksel ısı
kızıl ısı
Temmuzun çok sıcak olan ikinci yarısı
ısı
Bir cismin uzamasına, genleşmesine, buharlaşmasına, erimesine, sıcaklığının artmasına, bir iş yapmasına sebep olan fiziksel enerji, hararet
ısı
Sıcak bir cismin verdiği duyum
ısı
Hastalığın etkisiyle ortaya çıkan vücut sıcaklığı
ısı
Sıcaklık: "Güneşin ateşinden yeryüzünde karası da denizi de ısı tütüyordu."- Halikarnas Balıkçısı
ısı
Doğal vücut sıcaklığı, hararet: İnsan vücudunun doğal ısısı 36,5° C dir
ısı cam
İki cam plakanın çevresel olarak metal bir ara çıtası yardımıyla birbirine bağlanması temeline dayanan bir madde
ısı dam
Hamam
ısı kuşak
Sıcak kuşak
ısı yayımı
Hareket eden nesnelerle belli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim, konveksiyon
ısı yuvarı
Sıcaklığın gittikçe yükseldiği 100-300 km yükseklikler arasındaki hava yuvarı katmanı, termosfer
ısı ölçümü
Çeşitli olaylar sırasında açığa çıkan, ısı miktarının ölçülmesini konu alan fizik dalı, kalorimetri
(ısı)
المفضلات