şurada

listen to the pronunciation of şurada
التركية - الإنجليزية
there

Birds are singing here and there in the park. - Parkta kuşlar burada şurada ötüyorlar.

Who's that man standing over there? - Şurada duran adam kim?

yon
yonder
şurada burada
here and there, about
burada şurada
here and there
Şura
shura
şura
this place; that place
şûra
council
التركية - التركية
Şu yerde
ŞURA
(Hukuk) Meclis, kurul, heyet; konuşma yeri
ŞURA
(Osmanlı Dönemi) Meşveret etme.Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim, bir şahs-ı vâhid idi. O hâkimin müftüsü de, onun gibi münferid bir şahıs olabilirdi. Onun fikrini tashih ve ta'dil ederdi. Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaattan çıkmış az mütehassis, sağırca, metin bir şahs-ı manevîdir ki, şurâlar o ruhu temsil eder. Şöyle bir hâkimin müftüsü de ona mücanis olup, bir şurâ-yı âliye-i ilmiyeden tevellüd ed
ŞURA
(Osmanlı Dönemi) Konuşma yeri, istişare meclisi. Büyüklerin istişare için toplanma yeri
ŞURA
(Osmanlı Dönemi) Meşveret için toplantı
şura
Anlatana veya söyleyene göre biraz uzakta olan yer
şura
Danışma kurulu
şurada
المفضلات