He was large, not to say fat.
- Ona şişman denmez, iriydi.
I don't like that fat kid who ate your lunch.
- Senin öğle yemeğini yiyen o şişman çocuğu sevmiyorum.
Has Mary always been overweight?
- Mary her zaman şişman mıydı?
He's on a diet because he is a little overweight.
- Biraz şişman olduğu için diyette.
I think Tom is obese.
- Tom'un şişman olduğunu tefekkür ediyorum.
People say I'm obese.
- İnsanlar benim çok şişman olduğumu söylüyor.
The more chocolate you eat, the fatter you'll get.
- Ne kadar çok çikolata yersen o kadar çok şişmanlarsın.
She seems to get fatter and fatter.
- Gittikçe şişmanlıyor gibi görünüyor.