Do you have a tape measure I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir şerit metren var mı?
The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
- Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
The pan suddenly caught fire while I was frying some strips of bacon yesterday.
- Dün biraz domuz pastırması şeritleri kızartıyorken tava aniden alev aldı.
Don't change lanes without signaling.
- Sinyal vermeden şerit değiştirmeyin.
In Japan almost all roads are single lane.
- Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
- Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
Mary wore a red ribbon in her hair.
- Mary saçlarına kırmızı bir şerit takıyordu.