Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
They sang a Christmas carol.
The sunshine struck hot on his fur, soft breezes caressed his heated brow, and after the seclusion of the cellarage he had lived in so long the carol of happy birds fell on his dulled hearing almost like a shout.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
John played guitar and his friends sang.
- John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
We sang as we walked.
- Yürürken şarkı söyledik.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
I heard the boys singing.
- Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
Until last night, I had never sung in French.
- Dün geceye kadar, hiç Fransızca şarkı söylemedim.
Have you ever sung in public?
- Herkesin önünde hiç şarkı söyledin mi?