We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
I would like you to sing a song.
- Senin bir şarkı söylemeni istiyorum.
When we went to karaoke, Tom went on singing all night.
- Karaoke'ye gittiğimizde, Tom bütün gece şarkı söylemeye devam etti.
Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
- Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
They're able to sing.
- Onlar şarkı söyleyebilirler.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
They sang on the stage in turn.
- Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.
We sang as we walked.
- Yürürken şarkı söyledik.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
She has never sung a song with him.
- O, onunla birlikte asla bir şarkı söylemedi.
Until last night, I had never sung in French.
- Dün geceye kadar, hiç Fransızca şarkı söylemedim.