Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

şahadet

listen to the pronunciation of şahadet
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Delâlet. Alâmet, işaret, iz
(Osmanlı Dönemi) Allah (C.C.) rızâsı yolunda hayatını fedâ etmek. Din için muharebeden şehitlik. (Bak: Şehid
(Osmanlı Dönemi) (Şehâdet) Şâhidlik
(Hukuk) Tanıklık
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin doğruluğuna inanmak
Tanıklık, şahitlik
Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma
ŞAHADET GETİRMEK
(Osmanlı Dönemi) Kelime-i Şehadet olan $ kelâmına inanıp söylemek. Bir Allah'tan başka ilâh olmadığına; Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm'ın, Allah'ın Resulü olduğuna inanarak söylemek
şahadet etmek
Herhangi bir konuda bildiği, gördüğü şeyleri söylemek
şahadet parmağı
Gösterme parmağı, işaret parmağı
şehadet
Kelime-i Şehadet olarak adlandırılan İslam'a Giriş Cümlesi
şehadet
Tanıklık, şahitlik
ŞEHADET
(Osmanlı Dönemi) Bak: şahadet
ŞEHADET
(Hukuk) Tanıklık
şehadet
Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma
şehadet
Tanıklık, şahitlik: "Dünya karşısında Türk'ün kendi kendisi için yapacağı şehadet daha adamakıllı yapılmamıştır."- A. Ş. Hisar
şehâdet
(Osmanlı Dönemi) şâhitlik; Allah tarafından Peygamberimize bildirilen her şeyi kabul ve tasdik etme