şaşırtıcı, şaşırtıcı

listen to the pronunciation of şaşırtıcı, şaşırtıcı
التركية - الإنجليزية
stunningly, surprisingly
şaşırtıcı
intriguing
şaşırtıcı
confusing

I find this confusing. - Bunu şaşırtıcı buluyorum.

It wasn't confusing at all. - O tamamen şaşırtıcı değildi.

şaşırtıcı
amazing

It is amazing; you should have won the prize. - Şaşırtıcı; ödülü kazanmalıydın.

It's amazing how much trouble Tom is able to get into. - Tom'un başını bu kadar çok belaya sokması şaşırtıcı.

şaşırtıcı
baffling
şaşırtıcı
bewildering
şaşırtıcı
spectacular
şaşırtıcı
striking

She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties. - O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,

şaşırtıcı
confused
şaşırtıcı
dazzling
şaşırtıcı
surprising

The number of people who die in traffic accidents is surprising. - Trafik kazalarında ölen insan sayısı şaşırtıcıdır.

Surprisingly enough, he turned out to be a thief. - Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

şaşırtıcı
twisty
şaşırtıcı
perplexing

Sami asked Layla a perplexing question. - Sami, Leyla'ya şaşırtıcı bir soru sordu.

şaşırtıcı
surprising, astonishing, amazing, starting
şaşırtıcı
startling

Doctors have discovered some startling facts. - Doktorlar bazı şaşırtıcı gerçekleri keşfettiler.

The changes are startling. - Değişiklikler şaşırtıcı.

şaşırtıcı
incredible
şaşırtıcı
astounding

The diversity of flowers in this area is astounding. - Bu alandaki çiçek çeşitliliği şaşırtıcıdır.

The results were astounding. - Sonuçlar şaşırtıcıydı.

şaşırtıcı
staggering

The enemy suffered staggering casualities. - Düşman şaşırtıcı kayıplara maruz kaldı.

Those numbers are staggering. - Bu sayılar şaşırtıcı.

şaşırtıcı
rum
şaşırtıcı
astonishing

The astonishing blow finished the match. - Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.

She was astonishingly beautiful. - O, şaşırtıcı şekilde güzeldi.

şaşırtıcı
colossal

Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss. - Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.

şaşırtıcı
mind bending
şaşırtıcı
puzzling

I find this puzzling. - Bunu şaşırtıcı buluyorum.

I can see how that would be puzzling. - Bunun ne kadar şaşırtıcı olacağını görebiliyorum.

şaşırtıcı biçimde
surprisingly

Surprisingly, he was good at singing. - Şaşırtıcı biçimde, şarkı söylemede iyiydi.

Tom's French is surprisingly good. - Tom'un Fransızcası şaşırtıcı biçimde iyi.

şaşırtıcı cevap
earful
şaşırtıcı değişim
switcheroo
şaşırtıcı fazlalık
embarrass de richesse
şaşırtıcı haber
eye-opener
şaşırtıcı haber
thunderbolt
şaşırtıcı kimse
corker
şaşırtıcı soru
poser
şaşırtıcı şey
twister
şaşırtıcı şey
puzzlement
şaşırtıcı şey
mind bender
التركية - التركية

تعريف şaşırtıcı, şaşırtıcı في التركية التركية القاموس.

şaşırtıcı
Şaşırtma niteliği olan, şaşırtan
şaşırtıcı
Şaşırtma niteliği olan, şaşırtan: "Her koşu beklenilmeyen, şaşırtıcı bir sonuç verebilirdi."- N. Cumalı