Her unusual behavior caused our suspicions.
- Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.
Sami started suspecting Layla was seeing other men.
- Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
Tom had no reason to suspect that Mary was lying.
- Tom'un Mary'nin yalan söylediğinden şüphelenmek için bir nedeni yoktu.
Do you have any other reasons to suspect Tom?
- Tom'dan şüphelenmek için herhangi başka nedenlerin var mı?
I never had any reason to doubt Tom.
- Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenim yoktu.
Tom had few reasons to doubt Mary.
- Tom'un Mary'den şüphelenmek için birkaç nedeni vardı.
Everybody suspected him of bribery.
- Herkes onun rüşvet aldığından şüphelendi.
They must have suspected me of stealing.
- Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
Sami started suspecting Layla was seeing other men.
- Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
After a bit of googling, I suspect that what you said may not be true.
- Google'da biraz araştırdıktan sonra, söylediğinin gerçek olmadığından şüpheleniyorum.
They must have suspected me of stealing.
- Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.