üsteleme

listen to the pronunciation of üsteleme
التركية - الإنجليزية
entreaty
{n} a request, an earnest prayer
an earnest request
A treatment; reception; entertainment
Treatment; reception; entertainment
The act of entreating or beseeching; urgent prayer; earnest petition; pressing solicitation
earnest or urgent request; "an entreaty to stop the fighting"; "an appeal for help"; "an appeal to the public to keep calm
An entreaty is a very polite, serious request. The FA has resisted all entreaties to pledge its support to the campaign. entreaties a serious request in which you ask someone to do something for you
earnest or urgent request; "an entreaty to stop the fighting"; "an appeal for help"; "an appeal to the public to keep calm"
{i} plea, request
üstelemek
persist
üstelemek
insist
üstelemek
dwell on
üstelemek
recur
üstelemek
come down
üstele
{f} badger
üstelemek
press
üstelemek
come down on
üstelemek
entreat
üstelemek
to insist
üstelemek
(for an illness) to recur
üstelemek
to repeat, renew, reiterate (a request, proposal, or command)
üstelemek
to be added to, come on top of
üstelemek
to persist, to insist (on/that), to dwell on; to recrudesce, to recur
التركية - التركية
Üstelemek işi, tekit: "Yahya Kemal abartmayı, üstelemeyi doğuluların bir kusuru olarak görür."- S. Birsel
Üstelemek işi, tekit
üstelemek
Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek
üstelemek
Hastalık yeniden ortaya çıkmak, depreşmek
üstelemek
Bir şeyin üstüne eklenmek, katılmak, inziman etmek
üstelemek
Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek: "Ahmet Kerim bu yeni tutumun sebebini mutlaka öğrenmek istedi ve o kadar üsteledi ki Samim cevap vermek zorunda kaldı."- Y. K. Karaosmanoğlu
üstelemek
Bir isteği, bir buyruğu tekrarlamak, tekit etmek
üstelemek
Yeniden ortaya çıkmak, depreşmek
üsteleme
المفضلات