üssü

listen to the pronunciation of üssü
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) prime
First in excellence, quality, or value

This is a prime location for a bookstore.

Six consecutive blocks, which prevent the opponent's pieces from passing

I'm threatening to build a prime here.

One of the daily offices of prayer of the Western Church, associated with the early morning (typically 6 a.m.)
First in time, order, or sequence

Both the English and French governments established prime meridians in their capitals.

The morning; specifically R
Six consecutive blocks, which together effectively prevent passage of the opponent's checkers Several consecutive blocks, such as a 4-prime or 5-prime
A prime element of a mathematical structure, particularly a prime number
at the best stage; "our manhood's prime vigor"- Robert Browning
Lecherous; lustful; lewd
A prime is an integer greater than 1 whose only divisors are 1 and itself
The first guard or parry, in a high line on the side away from the sword arm, with the wrist pronated
Early; blooming; being in the first stage
used of the first or originating agent; "prime mover"
To work so that foaming occurs from too violent ebullition, which causes water to become mixed with, and be carried along with, the steam that is formed; said of a steam boiler
the most active, thriving, or successful stage or period
A prime number is a number which has no factors other than 1 (called non-trivial factors) Thus 13 is prime but 15=3*5 is not prime A number which is not prime is called composite A polynomial which has no factors other than 1 is called irreducible
A prime number is an integer larger than 1 whose only positive divisors are 1 and itself
The act of applying a primer to the wall prior to installing wallpaper
You use prime to describe something that is most important in a situation. Political stability, meanwhile, will be a prime concern It could be a prime target for guerrilla attack The police will see me as the prime suspect!
üs
base

This base is now under our control. - Bu üs artık bizim kontrolümüzde.

There is a military base near here. - Buraya yakın bir askeri üs var.

destek üssü
(Askeri) support base
hava üssü
(Askeri) air force base
iki üssü
(Bilgisayar) double prime
ters üssü
(Bilgisayar) back prime
üs
{i} installation
üs
home base
üs
(İnşaat) superscript
üç üssü
(Bilgisayar) triple prime
üs
exponent

The exponential function has a horizontal asymptote. - Üstel fonksiyonun yatay asimptotu vardır.

The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function. - İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.

amerikan üssü
american base
uzay üssü
space base
Hava Kuvvetleri özel harekat üssü
(Askeri) Air Force special operations base
Hava Kuvvetleri özel harekat üssü kontrol merkezi
(Askeri) Air Force special operations control center
Portsmouth deniz üssü
Pompey
ana harekat üssü; seferberlik
(Askeri) main operations base; mobilization
ara toplanma üssü
(Askeri) intermediate staging base
ateş destek üssü; ileri toplanma üssü; ileri destek üssü; ileri destek taburu
(Askeri) fire support base; forward staging base; forward support - base; forward support battalion
deniz geliştirilmiş destek üssü
(Askeri) naval advanced support base
deniz hava üssü
(Askeri) naval air station
deniz üssü
naval base
doğum tarihi; dağılma harekat üssü
(Askeri) date of birth; dispersal operating base
geliştirilmiş harekat üssü; havacılık harekat şubesi
(Askeri) advanced operations base; aviation operations branch
harekat üssü; muharebe düzeni
(Askeri) operating base; order of battle
harekât üssü
base of operations
hava harekat üssü raporu
(Askeri) air operations bases report
hava üssü
airbase
hava üssü işlerliği; kan sınıflandırma sistemi
(Askeri) air base operability; blood typing system
hava üssü kara savunması
(Askeri) air base ground defense
hava üssü savunması
(Askeri) airbase defense
ikmal üssü
supply base
ileri çalışma üssü; ileri harekatlar üssü
(Askeri) forward operating base; forward operations base
kıyı üssü
(Askeri) shore compound
merkez üssü
epicentrum
merkez üssü
epicentre
merkez üssü
epicenter
merkez üssü
epicentre [Brit.]
milli hedef üssü
(Askeri) national target base
sancak verilmiş harekat üssü
(Askeri) collocated operating base
taarruz sonrası üssü
(Askeri) poststrike base
taktik hava üssü
(Askeri) tactical air base
yedek kurtarma üssü; baypas listesi alım tahsisi
(Askeri) alternate recovery base; assign receive bypass lists
üs
(Askeriye) base; military installation
üs
installment
üs
power

He swept to power in 1929. - 1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.

He believed in the supreme power of the law. - Hukukun üstün gücüne inanıyordu.

üs
basis
üs
(Matematik) exponent
üs
instalment
üs
station

Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations. - Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.

üs
top
üs
fare
التركية - التركية

تعريف üssü في التركية التركية القاموس.

deniz üssü
Stratejik bölgelerde deniz kuvvetlerinin askerî harekâtları yönettiği ve birimlerini konuşlandırdığı askerî merkez
hava üssü
Askerî havacılıkla ilgili plan ve programları düzenleyen merkez
uzay üssü
Uzay istasyonu
ÜS
(Hukuk) Silahlı kuvvetlerin faliyetleri bakımından genellikle başka ülkelerde bulunan ikmal yerleri
üs
Aritmetikte bir kuvvetin derecesini veren sayı
üs
Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı
üs
Merkez
üs
Harekâtın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı, dağıtıldığı bölge: "Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır."- F. R. Atay
üs
Kök, asıl, temel, esas
üs
Kök, asıl, cevher
üs
Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, işlikleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer: "Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır."- F. R. Atay
üs
Harekat merkezi
üs
Harekâtın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı, dağıtıldığı bölge
üssü
المفضلات