In my free time, I come up with plans to create more free time.
- Boş zamanımda daha fazla boş zaman yaratma planları üretiyorum.
The company manufactures a variety of paper goods.
- Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
Robots are used to manufacture cars.
- Robotlar araba üretmek içindir.
Nuclear power is used to generate electricity.
- Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
The solar panels generate electricity.
- Güneş panelleri elektrik üretir.
If you are a member of a primitive community and you wish to produce, say, food, there are two things that you must do.
- Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.
This factory produces CD players.
- Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.
He went to America for the purpose of learning a new method of producing crops.
- Mahsulleri üretmek için yeni bir yöntem öğrenmek amacıyla Amerika'ya gitti.
The factory is producing a new type of car.
- Fabrika, yeni cins bir araba üretiyor.
His mobile phone produced radio emissions that interfered with other phones.
- Onun cep telefonu, diğer telefonları engelleyen radyo emisyonu üretti.
Artificial light is produced by electricity.
- Yapay ışık elektrikle üretilir.
The manufacturing process has been streamlined.
- Üretim süreci geliştirildi.
Let's bring manufacturing jobs back to America.
- Üretim işlerini Amerika'ya geri getirelim.
This chemical will prevent germs from breeding.
- Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.
To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding.
- Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
- Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
We are planning changes to the manufacturing process.
- Biz üretim sürecinde değişiklikler planlıyoruz.