üniformalı

listen to the pronunciation of üniformalı
التركية - الإنجليزية
uniformed

Volunteers will be uniformed. - Gönüllüler üniformalı olacak.

There were three uniformed police officers at the crime scene. - Suç yerinde üç tane üniformalı polis memuru vardı.

liveried
in uniform
üniforma
uniform

The school rules require students to wear school uniforms. - Okul kuralları öğrencilerin okul üniformaları giymelerini gerektiriyor.

Team members are provided with equipment and uniforms. - Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.

üniforma
colours
üniforma
military uniform
üniforma
official dress
üniforma
livery
üniforma
harness
üniforma
undress
üniforma
uniform, official dress
üniforma
service uniform
üniforma
regimentals
üniforma
service dress
üniforma
battle dress
üniforma
investiture
التركية - التركية
Üniforması olan, üniforma giymiş olan (kimse): "Seher, zaten pek düşkün olduğu bir üniformalının ardına düştü."- S. F. Abasıyanık
Üniforması olan, üniforma giymiş olan (kimse)
Üniforma
resmi elbise
üniforma
Aynı işi yapanların giydikleri, tüzükle belirtilmiş, bir örnek giysi
üniforma
Silâhlı kuvvetlerin resmî giysisi
üniforma
Silahlı kuvvetlerin resmî giysisi: "Kusursuz asker üniforması içinde zekî ve duygulu bir yüzü vardı."- H. E. Adıvar
üniformalı
المفضلات