ümidiyle

listen to the pronunciation of ümidiyle
التركية - الإنجليزية
on the chance of

I waited outside on the chance of seeing you. - Seni görmek ümidiyle dışarıda bekledim.

on the (off) chance
in the hope of

He studies in the hope of becoming a doctor. - O bir doktor olma ümidiyle okuyor.

with the hope of
in the hope that
hoping

Tom came to Boston hoping to find a job. - Tom bir iş bulma ümidiyle Boston'a geldi.

on the chance
on the chance that
ümit
expectation
Ümit
(isim) Hope

There is little, if any, hope that Tom will win the election. - Eğer varsa, Tom'un seçimi kazanmasına dair küçük bir ümit var.

Mary hopes to rest a lot during her vacation. - Mary, tatili sırasında dinlenmeyi çok ümit ediyor.

ümit
trust
ümit
breathing
ümit
sight
ümit
line
ümit
expectancy
ümit
{i} prospect
ümit
esperance
ümit
hope; expectation
ümit
lookout
ümit
expectance
التركية - التركية

تعريف ümidiyle في التركية التركية القاموس.

Ümit
(Osmanlı Dönemi) BEYÛS
ümit
Afrika'nın en güney ucundaki burun
ümit
Umma, beklenti, umut: "Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım."- A. Gündüz
ümit
Umma, beklenti, umut
ümit
(Osmanlı Dönemi) recâ
ümit
(Osmanlı Dönemi) ricâ
ümidiyle
المفضلات