The pilgrims brought gifts from distant lands.
- Hacılar uzak ülkelerden hediyeler getirdiler.
In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
These flowers grow in warm countries.
- Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
Paraguay is a country in South America.
- Paraguay, Güney Amerika'da bir ülkedir.
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
The travelers came from many lands.
- Birçok ülkeden gezgin geldi.
This country remains the land of the free because there are so many brave to fight for it.
- Bu ülke onun için mücadele edecek çok sayıda kahraman olduğu için özgürlerin ülkesi olarak kalmaya devam edecektir.
The nation's leaders had no choice.
- Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.
Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
- Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
It's the second-coldest region in the country.
- Bu, ülkede ikinci en soğuk bölgedir.
There were storms in that region of the country.
- Ülkenin o bölgesinde fırtınalar vardı.
While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
The United States of America is a democratic country.
- Amerika Birleşik Devletleri demokratik bir ülkedir.
Tell me what's happening back home.
- Bana ülkemde ne olduğunu söyle.
Tom says that he has 4 homes in 5 different countries.
- Tom 5 farklı ülkede 4 evi olduğunu söylüyor.
The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
- Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
The king's realm was terrorized by a dragon.
- Kralın ülkesi bir ejderha tarafından terörize edildi.
He says he is leaving the country for good.
- O, sürekli olarak ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
The defeated army retreated from the country.
- Yenilmiş ordu ülkeden geri çekildi.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
- Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.