Yeni bir yere alışmak her zaman zaman almaktadır.
- It always takes time to get used to a new place.
Tom'un işini yapacak birini almak zorunda kalacağım.
- I will have to take on someone to do Tom's work.
Tom'u hastaneye götürmek zorunda kaldım.
- I had to take Tom to the hospital.
Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.
- The man went out of his way to take me to the station.
what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.
Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek.
- I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.
Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin.
- Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Beni liderinize götürün.
- Take me to your leader.
Kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
- I'll do whatever it takes to win.
Tom, kazanmak için ne gerekiyorsa yapacaktır.
- Tom is going to do whatever it takes to win.
Ben bir banyo yapmak istiyorum.
- I want to take a bath.
Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.
- Let's get out for a while to take a walk.
Ben senin ateşini ölçmek istiyorum.
- I want to take your temperature.
Bir kimyasal reaksiyon bir veya daha fazla adımda gerçekleşir.
- A chemical reaction takes place in one or more steps.
He had to take over the task.
- Er musste die Aufgabe übernehmen.
Who will take charge of their class?
- Wer wird ihre Klasse übernehmen?