özleyiş

listen to the pronunciation of özleyiş
التركية - الإنجليزية
(a) yearning, (a) longing
özle
long for
özle
{f} hankering
özle
{f} miss

I really missed you when you were in France. - Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim.

The mother missed her daughter who was away at college. - Anne üniversitedeki kızını özledi.

özle
hanker
özle
{f} missing

Aren't you missing something? - Bir şey özlemiyor musun?

Aren't you missing anyone? - Herhangi birini özlemiyor musun?

التركية - التركية
Özleme işi veya biçimi
Özleme işi veya biçimi: "Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile / Bitmez bir özleyiştir ölümden beter bile."- Y. K. Beyatlı
özleyiş
المفضلات