özgürleşmek

listen to the pronunciation of özgürleşmek
التركية - الإنجليزية
to become free
özgür
free

America fancies itself the world's freest nation. - Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.

Everyone is free to contribute. - Herkes iştirâk etmekte özgürdür.

özgür
{s} independent

She's a smart and independent girl. - O, akıllı ve özgür bir kız.

I want to be more independent. - Ben daha özgür olmak istiyorum.

özgürleşme
emancipation
özgür
(deyim) fancy free
özgür
liberal

Take a liberal view of young people. - Genç insanların özgürlükçü görüşünü al.

He's had a liberal upbringing. - O, özgürlükçü bir terbiye aldı.

özgür
(deyim) scot free
özgür
footloose
özgür
at liberty

I'm not at liberty to discuss it. - Bunu tartışmak için özgür değilim.

You are at liberty to leave any time. - Her zaman gitmekte özgürsün.

özgür
freebsd
özgür
emancipated
Özgür
(isim) Free, independent
özgür
free; liberated serbest, hür
özgür
latitudinarian
özgür
at large
özgür
unfettered
özgür
exempt
özgür
liberty

The Statue of Liberty is the symbol of the United States. - Özgürlük anıtı Amerika'nın sembolüdür.

Lincoln granted liberty to slaves. - Lincoln kölelere özgürlük verdi.

özgür
rakish
özgürleşme
becoming free
özgürleşme
(Sosyoloji, Toplumbilim) liberation
التركية - التركية
Özgür duruma gelmek
Özgür
hür
özgür
Toplumsal baskılara, özellikle görgü kurallarına boyun eğmeyen, tavır ve davranışlarında serbest olan
özgür
Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir yönetime bağlı olmayan, bağımsız, hür (ulus, ülke)
özgür
Siyasi bir güç tarafından denetlenmeyen, engellenmeyen
özgür
Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan
özgür
Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir yönetime bağlı olmayan, bağımsız, hür
özgür
Başkasının kölesi olmayan, hür
özgür
Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür: "Muallim Naci'den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar."- S. Birsel
özgür
Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür
özgür
Tutuklu olmayan, hür
özgürleşme
Özgürleşmek işi
özgürleşmek
المفضلات