I made an abstract of a book.
- Bir kitabın özetini çıkardım.
I didn't read the paper, but I read the abstract.
- Ben makaleyi okumadım ama özeti okudum.
Please send in your summary by Tuesday.
- Lütfen özetinizi salıya kadar gönderin.
I have read the article and now I am writing a summary.
- Ben yazıyı okudum ve şimdi bir özet yazıyorum.
He gave me a brief outline of the plan.
- Bana planın kısa bir özetini verdi.
Tom gave Mary a brief outline of his plan.
- Tom, Mary'ye planının kısa bir özetini verdi.
I read a synopsis of the film.
- Ben filmin bir özetini okudum.
She read the digest of War and Peace.
- Savaş ve Barışın özetini okudu.
Please send in your summary by Tuesday.
- Lütfen özetinizi salıya kadar gönderin.
I have read the article and now I am writing a summary.
- Ben yazıyı okudum ve şimdi bir özet yazıyorum.
The universe in a nutshell: I am consciousness.
- Özet olarak evren: ben bilincim.
He gave me a brief outline of the plan.
- Bana planın kısa bir özetini verdi.
Can you briefly sum up what was said at the meeting?
- Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
To make a long story short, he married his first love.
- Hikayeyi özetlersek, o, ilk aşkı ile evlendi.
She took down the speech in shorthand.
- Konuşmasını özet şeklinde parçalara ayırdı.
Please send in your summary by Tuesday.
- Lütfen özetinizi salıya kadar gönderin.
If I had to sum up your attitude in one word, it would be arrogance.
- Tutumunu tek kelimeyle özetleyecek olsaydım, bu küstahlık olurdu.