The privilege is reserved exclusively for women.
- Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.
We have exclusive rights to Tom's invention.
- Tom'un buluşu için özel haklara sahibiz.
I wish I could be more specific.
- Keşke daha özel olabilsem.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
- Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
What does the special taste like?
- Özel lezzet neye benziyor?
The television show was interrupted by a special news report.
- Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
They asked me to leave because they were going to have a personal talk.
- Benden gitmemi istediler çünkü özel bir konuşma yapacaklardı.
Tom has a personal bodyguard.
- Tom'un özel koruması var.
I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
- Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
It is especially hot today.
- Hava bugün özellikle çok sıcak.
Why did you choose that particular subject?
- Bu özel konuyu neden seçtiniz?
I am pleased with this vivid portrait in particular.
- Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
My boss called me down for making private calls on the office phone.
- Patronum ofis telefonundan özel görüşme yaptığım için beni azarladı.
The press is interested in his private life.
- Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
Please respect my privacy.
- Lütfen özel yaşamıma saygı gösterin.
Tom is a very dedicated student.
- Tom çok özel bir öğrenci.
The dedicated bike zone is most often at the rear of the train.
- Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.
It's a very large property.
- Bu çok büyük bir özellik.
She believes that jade has medicinal properties.
- O, yeşim taşının tıbbi özellikleri olduğuna inanmaktadır.
Japan has many distinctive traits.
- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
The Japanese language has many distinctive characteristics.
- Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
Each language has its peculiarities.
- Her dilin özellikleri vardır.
Laura is very particular about her clothes.
- Laura elbiseleri hakkında çok özel.
You handled that particular situation very well.
- O özel durumun çok iyi şekilde üstesinden geldin.
The private colleges and universities of the United States are autonomous.
- ABD'nin özel kolejleri ve üniversiteleri özerktir.
Generosity is an important trait in today's selfish society.
- Cömertlik bugünün bencil toplumunda önemli bir özelliktir.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
- Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.
As my watch was slow, I missed the special express.
- Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.