Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.
- Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
If you want to become my friend, then also become the friend of my friend.
- Arkadaşım olmak istiyorsan, öyleyse arkadaşımın arkadaşı da olursun.
Well, there's no such thing as being too late to correct one's faults.
- Öyleyse, birisinin hatasını düzeltmekte geç kalmak diye bir şey yoktur.
Well, if you didn't do it, then who did?
- Pekala, bunu sen yapmadıysan, öyleyse kim yaptı?
I can easily tell if someone is a good person or not. If he likes me, then he's good. If he doesn't like me, then he's bad.
- Birinin iyi bir insan olup olmadığını kolayca söyleyebilirim. O beni seviyorsa, öyleyse o iyidir. O beni sevmiyorsa, öyleyse o kötüdür.
If so, what can we do about it? Do you want to make a proposal?
- Eğer öyleyse, bu konuda ne yapabiliriz? Bir teklif yapmak ister misin?
You do such a thing once too often and get punished.
- Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
Such was the explosion that the roof was blown off.
- Öyle bir patlamaydı ki çatı uçuruldu.
If you act like a child, you will be treated as such.
- Bir çocuk gibi davranırsan öyle davranılırsın.
If you are a student, behave as such.
- Eğer bir öğrenci isen, öyle davran.
While I understand what you are saying, I cannot do accordingly.
- Söylediklerini anlamama karşın, öyle yapamıyorum.
I don't know about things like that.
- Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
I would never say anything like that.
- Ben asla öyle bir şey söylemezdim.
Tell me precisely why you think so.
- Neden öyle düşündüğünü bana tam olarak söyle.
It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.
- Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.
It's not such a big problem. You're worrying way too much.
- O öyle büyük bir sorun değil. Oldukça fazla üzülüyorsun.
Our car is rather old, but so is theirs.
- Arabamız oldukça eski ama onlarınki de öyle.
I would rather die than do such an unfair thing.
- Öylesine haksız bir şey yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.