If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.
If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.
- Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.
Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.
- Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
Well, if you didn't do it, then who did?
- Pekala, bunu sen yapmadıysan, öyleyse kim yaptı?
If so, what can we do about it? Do you want to make a proposal?
- Eğer öyleyse, bu konuda ne yapabiliriz? Bir teklif yapmak ister misin?
If something is an apple, then it's either red or green, or possibly both.
- Eğer bir şey bir elmaysa, öyleyse o ya kırmızıdır ya da yeşildir ya da muhtemelen her ikisi.
Such was the explosion that the roof was blown off.
- Öyle bir patlamaydı ki çatı uçuruldu.
It was such a hot day that we went swimming.
- Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.
If you act like a child, you will be treated as such.
- Bir çocuk gibi davranırsan öyle davranılırsın.
He is a friend and I treat him as such.
- O benim bir arkadaşım ve ona öyle davranırım.
While I understand what you are saying, I cannot do accordingly.
- Söylediklerini anlamama karşın, öyle yapamıyorum.
I'd never say something like that.
- Ben asla öyle bir şey söylemezdim.
I never heard anything like that.
- Ben asla öyle bir şey duymadım.
Tell me precisely why you think so.
- Neden öyle düşündüğünü bana tam olarak söyle.
It's not such a big problem. You're worrying way too much.
- O öyle büyük bir sorun değil. Oldukça fazla üzülüyorsun.
At your age, I would think so, too.
- Senin yaşında ben de öyle düşünürdüm.
I would rather die than do such an unfair thing.
- Öylesine haksız bir şey yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.
Our car is rather old, but so is theirs.
- Arabamız oldukça eski ama onlarınki de öyle.