If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.
Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.
- Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
Well, if you didn't do it, then who did?
- Pekala, bunu sen yapmadıysan, öyleyse kim yaptı?
Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.
- Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
I can easily tell if someone is a good person or not. If he likes me, then he's good. If he doesn't like me, then he's bad.
- Birinin iyi bir insan olup olmadığını kolayca söyleyebilirim. O beni seviyorsa, öyleyse o iyidir. O beni sevmiyorsa, öyleyse o kötüdür.
If so, what can we do about it? Do you want to make a proposal?
- Eğer öyleyse, bu konuda ne yapabiliriz? Bir teklif yapmak ister misin?
It was such a hot day that we went swimming.
- Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.
He is not such a fool as to believe that story.
- Hikayeye inanacak kadar öylesine aptal değildir.
He is a friend and I treat him as such.
- O benim bir arkadaşım ve ona öyle davranırım.
If you act like a child, you will be treated as such.
- Bir çocuk gibi davranırsan öyle davranılırsın.
While I understand what you are saying, I cannot do accordingly.
- Söylediklerini anlamama karşın, öyle yapamıyorum.
I never heard anything like that.
- Ben asla öyle bir şey duymadım.
I don't know about things like that.
- Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
Tell me precisely why you think so.
- Neden öyle düşündüğünü bana tam olarak söyle.
It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.
- Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.
You do such a thing once too often and get punished.
- Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
Our car is rather old, but so is theirs.
- Arabamız oldukça eski ama onlarınki de öyle.
I would rather die than do such an unfair thing.
- Öylesine haksız bir şey yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.