Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

övünen

listen to the pronunciation of övünen
التركية - الإنجليزية
vaunting
bloated
vainglorious
braggart
rodomontade
boastful
triumphant
övünen kimse
Scaramouch
övünen kimse
boaster
övünen kimse
vaunter
övünen kimse
brag
övün
brag of
övün
brag about

I cannot brag about my team. It always loses games. - Takımım hakkında övünemem. O her zaman maçları kaybeder.

It is often the case that people who brag about their intelligence are actually not very intelligent. - Genellikle durum şöyledir; zekalarıyla övünen insanlar gerçekte pek de öyle olmazlar.

övün
blow hard
övün
{f} boast

He never boasted of his success. - O, asla başarısıyla övünmedi.

He boasts that he can swim well. - O, iyi yüzebilmesiyle övünür.

övün
{f} brag

Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race. - Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.

Tom certainly brags a lot. - Tom kesinlikle çok övünür.

övün
{f} vaunt
övün
boast of
övün
gasconade
övün
pride on
parası ile övünen
purse proud
övün
rodomontade
övün
prideon
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) MÜTENEFFİH