التركية - الإنجليزية
تعريف örümcekli في التركية الإنجليزية القاموس.
- covered with cobwebs
- spidery
- spider
- örümcek
- spider
I saw a spider walking on the ceiling.
-Tavanda yürüyen bir örümcek gördüm.
Some people are afraid of spiders.
-Bazı insanlar örümceklerden korkarlar.
- örümcekli kafa
- (Konuşma Dili) mossback, fogy
- örümcek
- daddy longlegs
- örümcek
- spinner
- örümcek
- walker, baby walker
- örümcek
- (Tabiat Doğa) (böcek, haşere, Fam: Araneae) spider
- örümcek
- spider; cobweb
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف örümcekli في التركية التركية القاموس.
- Eskimiş, modası geçmiş, köhne, çağ dışı
- Örümcek ağlarıyla kaplanmış, örümcek bağlamış
- örümcek
- Yürüteç
- örümcek
- Örümcekler takımından eklemli hayvan (Aranea): "Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor."- Y. Z. Ortaç
- kafası örümcekli
- Gerici
- kafası örümcekli
- Düşüncesiz, kaba, anlayışsız
- Örümcek
- örümce
- Örümcek
- (Osmanlı Dönemi) KUŞ'AM
- Örümcek
- (Osmanlı Dönemi) HADERNAK
- örümcek
- Örümcekler takımından eklemli hayvan (Aranea)
- örümcek
- Bu hayvanın ördüğü ağ
- örümcek
- Genellikle avlanmak için ağ ören, sekiz bacaklı, başı ve göğsü kaynaşmış, ince belli, boyları 1-2 cm den 20 cm ye kadar olan yırtıcı eklembacaklı
- örümcek
- (Osmanlı Dönemi) ankebut
- örümcek
- rahna
- örümcek
- sert
- örümcek
- dığa
- örümcek
- zaytoz
- örümcek
- arakhana
المصطلحات ذات الصلة
örümcekli
الواصلة
ö·rüm·cek·liResimler
السابق
المفضلات