Tom's death was preventable.
- Tom'un ölümü önlenebilirdi.
Malaria is a preventable disease.
- Sıtma, önlenebilir bir hastalıktır.
It was an avoidable mistake.
- Bu önlenebilir bir hataydı.
The accident was entirely avoidable.
- Kaza tamamen önlenebilirdi.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
What prevented her from coming yesterday?
- Dün onun gelmesini ne önledi?
Southern senators blocked anti-lynching legislation through the 1930s.
- Güney senatörleri 1930'lu yıllara kadar linç önleme yasasını engelledi.
Our aim is to forestall all those risks.
- Amacımız tüm bu riskleri önlemektir.
This campaign cannot forestall new Zika virus outbreaks.
- Bu kampanya yeni Zika virüs salgınlarını önleyemez.
It is a disease that can't be prevented.
- Bu önlenemez bir hastalıktır.
If I could've prevented this, I would've.
- Bunu önleyebilseydim önlerdim.
That danger can be averted.
- O tehlike önlenebilir.
Skillful diplomacy helps to avert war.
- Becerikçi diplomasi, savaşı önlemeye yardımcı olur.