ödeyebilmek

listen to the pronunciation of ödeyebilmek
التركية - الإنجليزية

تعريف ödeyebilmek في التركية الإنجليزية القاموس.

öde
{f} pay

How much did you pay for him? - Onun için ne kadar ödedin?

Hey! Scott! Pay my bill! - Hey! Scott! Faturamı öde!

öde
defray
öde
repay

I must repay the debt. - Borcumu ödemek zorundayım.

I only wish there was some way I could repay you. - Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.

öde
{f} paid

I paid her five dollars. - Ona beş dolar ödedim.

I paid him five dollars. - Ona beş dolar ödedim.

öde
shell out
ödeyebilme
solvency
ألمانية - التركية

تعريف ödeyebilmek في ألمانية التركية القاموس.

Öde
boş arazi
Öde
[die] ıssız yer; sıkıcılık
öde
{'ö: dı} ıssız, tenha; (can) sıkıcı
öde
ıssız
السويدية - التركية

تعريف ödeyebilmek في السويدية التركية القاموس.

öde
felek
öde
alınyazısı
öde
kader
öde
kadere
öde
kaderi
öde
akıbet
ödeyebilmek
المفضلات