I have too much homework today.
- Bugün, çok fazla ödevim var.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
Mary always assists her boyfriend in doing his assignments.
- Mary, her zaman erkek arkadaşının ödevlerini yapmasına yardımcı olur.
You are to hand in your assignments by Monday.
- Ödevlerini Pazartesiye kadar teslim edeceksin.
A right without a duty is a privilege.
- Ödevsiz hak, imtiyazdır.
A right without a duty is a privilege.
- Ödevsiz hak, ayrıcalıktır.
Tom is having trouble with his schoolwork.
- Tom ödeviyle sorun yaşıyor.
Tom is doing well in his schoolwork.
- Tom okul ödevini iyi yapıyor.
Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
- O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.