I have made a prize mistake.
- Bir ödül hatası yaptım.
He got a prize for winning the competition.
- O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
Tom's efforts were rewarded.
- Tom'un çabaları ödüllendirildi.
You shall have a reward.
- Siz bir ödül alacaksınız.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
Tom died three days before he was to receive the award.
- Tom ödülünü almadan üç gün önce öldü.
It's a very rewarding feeling.
- Bu çok ödüllendirici bir duygu.
I received a Playstation Vita as a gift.
- Ödül olarak bir Playstation Vita aldım.
Tom reluctantly accepted the gift.
- Tom ödülü isteksizce kabul etti.