I'd like to believe otherwise.
- Ben öbür türlü inanmayı isterdim.
Hurry up. Otherwise, we'll be late to lunch.
- Acele et. Öbür türlü öğle yemeğine geç kalacağız.
I can't keep looking the other way.
- Ben öbür yola bakmaktan kendimi tutamadım.
Tom slept in the other room.
- Tom öbür odada uyudu.