öbürü

listen to the pronunciation of öbürü
التركية - الإنجليزية
the other one
other
another
öbür
other

I can't keep looking the other way. - Ben öbür yola bakmaktan kendimi tutamadım.

Mary is not like the other girls. - Meryem öbür kızlar gibi değil.

öbür
{s} another
öbürü, öbürkü
the other one
öbür
the other; the next
öbür
{s} alternative
öbür
dike
öbür
{s} far
öbür
second
öbür
the other

Tom slept in the other room. - Tom öbür odada uyudu.

Try pushing the other button. - Öbür düğmeye basmayı dene.

التركية - التركية
Öteki, öbür kişi veya şey, diğeri
öbürkü
öbür
Önümüzdekinden bir sonraki
öbür
Bu" zamiriyle belirtilen bir şeyden sonda olan, öteki, diğer: "Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti."- R. N. Güntekin. Önümüzdekinden bir sonraki (zaman)
öbür
"Bu" zamiriyle belirtilen bir şeyden sonda olan, öteki, diğer
öbürü
المفضلات