Yumi will become a teacher.
- Yumi öğretmen olacak.
I know that you're a teacher.
- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
She's a yoga instructor.
- O bir yoga öğretmenidir.
I've been a ski instructor for three years.
- Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.
Tom is a master teacher.
- Tom bir usta öğretmendir.
It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.
- Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.
You are a schoolteacher, aren't you?
- Sen bir öğretmensin, değil mi?
Tom's dream is to be a schoolteacher.
- Tom'un hayali bir öğretmen olmak.
Don't hesitate to ask your teacher a question.
- Öğretmenine soru sormaya çekinme.
I don't like the substitute teacher.
- Ben vekil öğretmeni sevmiyorum.
The professor teaches Czech.
- Öğretmen, Çekçe öğretiyor.
What's her professor's name?
- Onun öğretmeninin adı nedir?
Hocasının adı neymiş?
- Öğretmeninin ismi ne?