öğretilecek

listen to the pronunciation of öğretilecek
التركية - الإنجليزية
be taught
öğret
{f} taught

I was taught English by a foreigner. - Bana bir yabancı tarafından İngilizce öğretildi.

While employed at the bank, he taught economics at college. - Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.

öğret
{f} teach

I know that you're a teacher. - Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.

Are you a teacher? Yes, I am. - Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim.

öğret
{f} enlightened
öğret
instruct

Not all of the books are instructive. - Kitapların hepsi öğretici değil.

I've been a ski instructor for three years. - Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.

öğret
{f} edifying
öğret
{f} teaching

Your method of teaching English is absurd. - Senin İngilizce öğretme yöntemin saçmadır.

I am very tired from teaching. - Öğretmekten çok yoruldum.

öğret
edify
öğret
school

Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied? - Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi?

What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers. - Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.

öğret
schooling
öğretilecek
المفضلات