The pupils listened eagerly during his speech.
- Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
The pupil was punished for smoking.
- Öğrenci sigara içtiği için cezalandırıldı.
She is a student who studies very hard.
- O çok çalışan bir öğrencidir.
Few students know how to read Latin.
- Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
Students should develop their reading skills.
- Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
Few students know how to read Latin.
- Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
Tom was about to get his learner's permit.
- Tom öğrencisinin iznini almak üzereydi.
You are a fast learner.
- Sen hızlı bir öğrencisin.
This student isn't rich, he won a scholarship to study abroad.
- Bu öğrenci zengin değil, o yurtdışında eğitim için bir burs kazandı.
This summer, no scholarships were awarded to students who received one last year.
- Burslar artık geçen yıl olduğu gibi bu yaz aynı öğrencilere verilmedi.
Tom was as excited as a schoolboy.
- Tom bir öğrenci gibi heyecanlıydı.
Today schoolboys are more naughty than earlier.
- Bugünkü erkek öğrenciler daha öncekilerden daha yaramazdırlar.
Tom giggled like a schoolgirl.
- Tom bir kız öğrenci gibi kıkırdadı.
The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.
- Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi.
Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.
- Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.
Toplam olarak takribî bin talebe var.
- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.