We usually have lunch at noon.
- Öğlen yemeğimizi genellikle öğlen yeriz.
He came here before noon.
- O buraya öğleden önce geldi.
At lunchtime today, our usual restaurant was closed because of a funeral in the family.
- Bugün öğle yemeği vakti, ailedeki bir cenaze nedeniyle alışıldık restoranımız kapalıydı.
It's nearly lunchtime. Why don't we stop to have a bite to eat?
- Neredeyse öğle vakti. Neden bir lokma yemek için durmuyoruz.
It took place around midday.
- Öğle civarında gerçekleşti.
We have lunch at midday.
- Biz gün ortasında öğle yemeği yiyoruz.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
I spent the whole afternoon chatting with friends.
- Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.