Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
- Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
The one and only dessert my son eats is chocolate cake.
- Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır.
Do you like white chocolate?
- Beyaz çikolata sever misin?
I like chocolate ice cream.
- Ben çikolatalı dondurmayı severim!
She baked some chocolate brownies.
- O biraz çikolatalı kek yaptı.
I baked you some brownies.
- Sana biraz çikolatalı kek pişirdim.
Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.
- Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.
The chocolate cake tempted her even though she was dieting.
- O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.
Mary ate all the chocolate truffles.
- Mary tüm çikolatalı şekerlemeleri yedi.
Do you like white chocolate?
- Beyaz çikolata sever misin?
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
After Tom's dog ate a candy bar, Tom used his smartphone to calculate the level of chocolate poisoning.
- Tom'un köpeği şeker çubuğunu yedikten sonra, Tom çikolata zehirlenmesinin seviyesini hesaplamak için akıllı telefonunu kullandı.