For some reason, I'm happy when I see doubles.
- Nedense, çiftleri görünce mutlu oluyorum.
Some couples argue over minor issues.
- Bazı çiftler küçük sorunlarla ilgili olarak tartışırlar.
Everywhere you look you can see young couples kissing.
- Baktığın her yerde öpüşen genç çiftleri görebilirsiniz.
This word has a double meaning.
- Bu kelimenin bir çift anlamı var.
You're double-parked.
- Çifte park etmişsiniz.
You should take another pair of glasses when you go abroad.
- Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.
I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
They are a good couple.
- Onlar iyi bir çifttir.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
- Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
Even a (traditional Korean) straw shoe belongs to a pair. (literal)
- Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir.
I think we're even now.
- Sanırım biz şimdi çiftiz.
I have dual citizenship.
- Benim çifte vatandaşlığım var.
I want my children to have dual citizenship.
- Çocuklarımın çifte vatandaşlığa sahip olmasını istiyorum.
I always have a couple of beach towels in my car.
- Arabamda her zaman bir çift plaj havlum var.
Tom caught a couple of large trout yesterday.
- Tom dün bir çift büyük alabalık yakaladı.
A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
- Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
Father bought me a pair of gloves.
- Babam bana bir çift eldiven aldı.
We invited ten couples to the party.
- On çifti partiye davet ettik.
His parents were farmers.
- Onun ailesi çiftçiydi.
I'd like a twin room, please.
- Çift yataklı bir oda istiyorum lütfen.
Duplicates of this sentence have been deleted.
- Bu cümlenin çiftleri silindi.
They're like a married couple.
- Onlar evli bir çift gibi.
They sound like a married couple.
- Onlar evli bir çift gibi görünüyor.
Sami and Layla were an ambitious young couple.
- Sami ve Leyla hırslı bir genç çiftti.
The farmer rose at sunrise and worked till sunset.
- Çiftçi gün doğumunda kalktı ve gün batımına kadar çalıştı.
He works on the farm from morning till night.
- Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.