The destruction of the environment is appalling.
- Çevrenin tahribi dehşet vericidir.
It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
- Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
- Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.
- Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.
Her house is in the neighborhood of mine.
- Onun evi benimkinin çevresindedir.
I am familiar with this neighborhood.
- Ben bu çevreyi bilirim.
Tom has a wide circle of friends.
- Tom'un geniş bir arkadaş çevresi var.
The new jet circles the globe in twenty-four hours.
- Yeni jet, dünyanın çevresini yirmi dört saatte dolaşıyor.
How do you derive the length of the circumference? I've forgotten.
- Çevrenin uzunluğunu nasıl çıkarırsınız? Ben unuttum.
You must assimilate into new surroundings.
- Yeni çevreyi benimsemelisin.
Most castles have a moat surrounding them.
- Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
She found it was difficult to adapt herself to her new surroundings.
- Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.
Sunspots appear darker than their surroundings because they are a few thousand degrees cooler.
- Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.
There are a lot of horses in my neighbourhood.
- Çevremde bir sürü at var.
Do you know this neighbourhood?
- Bu çevreyi biliyor musun?
The new jet circles the globe in twenty-four hours.
- Yeni jet, dünyanın çevresini yirmi dört saatte dolaşıyor.
Certain circles keep saying the same thing insistently.
- Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
Despite the efforts of environmentalists, the deforestation of the region continues.
- Çevrecilerin çabalarına rağmen bölgenin ormansızlaşması devam ediyor.
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
- Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
A strange atmosphere surrounds the visitor in this room.
- Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.
ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
- ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
Ecology is the study of living things all around us.
- Ekoloji tüm çevremizde yaşayan şeylerle ilgili çalışmadır.
There's a post office in the vicinity.
- Bu çevrede bir postane var.
We've chosen a hotel in the vicinity of the museum.
- Müzenin çevresinde bir otel seçtik.
Most castles have a moat surrounding them.
- Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
The surrounding hills protected the town.
- Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.