çeliş

listen to the pronunciation of çeliş
التركية - الإنجليزية
conflict with

His opinion is in conflict with mine. - Onun fikri benimkiyle çelişiyor.

contradict

The minister contradicted his own statement. - Bakan kendi ifadesiyle çelişti.

My life's a contradiction. - Hayatım bir çelişkidir.

{f} conflicting

Layla's conflicting testimony confused the court. - Leyla'nın çelişkili ifadesi mahkemeyi şaşırttı.

Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language. - Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.

{f} conflict

His behavior conflicts with what he says. - Onun davranışı söylediği ile çelişiyor.

I have conflicting feelings about my childhood. - Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.

çel
tempted
التركية - التركية

تعريف çeliş في التركية التركية القاموس.

çel
Yeni biçilmiş ot
çeliş
المفضلات