As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
She opened her purse and took out her chequebook.
- Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.
I need a tool for pulling weeds in my garden.
- Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds.
- Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
He used to suffer from severe nasal congestion.
- O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
She drew the chair towards her.
- O sandalyeyi ona doğru çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
His niece is attractive and mature for her age.
- Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Tom yanked Mary's hair.
- Tom, Mary'nin saçını çekti.
Tom yanked the plug from the wall.
- Tom fişi duvardan çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
I want to buy a Czech sweater.
- Çek kazağı satın almak istiyorum.
Prague is the capital of the Czech Republic.
- Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.
I'd like to pay by check.
- Çek ile ödeme yapmak istiyorum.
May I pay with a travelers' check?
- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
Tom lured us into a trap.
- Tom bizi bir tuzağa çekti.
Tom was lured into a trap.
- Tom bir tuzağa çekildi.