The road forked.
A baidarka has a forked bow.
Tom mashed the potatoes with a large fork.
- Tom büyük bir çatalla patatesleri püre yaptı.
I took the right fork of the road.
- Yolun sağ çatalına gittim.
Eating yogurt with a fork is somewhat difficult.
- Bir çatalla yoğurt yemek biraz zordur.
These are not your forks.
- Bunlar sizin çatallarınız değil.
We use chopsticks in place of knives and forks.
- Biz bıçak ve çatal yerine yemek çubuklarını kullanırız.