She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
While working, he had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
If she studied hard, she could pass the test.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
The machine stopped functioning.
- Makine çalışmayı kesti.
The machine has stopped functioning.
- Makine çalışmayı durdurdu.
I'll try to get in touch with Tom.
- Tom'la temas kurmaya çalışacağım.
Pamela must have been at home when I tried to get in touch with her, but she didn't answer the telephone.
- Onunla iletişim kurmaya çalıştığımda Pamela evde olmalıydı fakat telefona cevap vermedi.
The laborers are murmuring against their working conditions.
- İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
He works in the laboratory.
- O labaratuarda çalışır.
They worked jointly on this project.
- Onlar bu projede beraber çalıştılar.
I worked for a full 24 hours without getting any sleep.
- Hiç uyumadan tam 24 saat çalıştım.
I like studying history.
- Tarih çalışmayı severim.
I'm studying English at home.
- Evde İngilizce çalışıyorum.
They're attempting to contact her.
- Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
Tom attempted to predict the results.
- Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
Could you explain how the dishwasher works?
- Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
They labored day after day.
- Onlar üst üste her gün çalıştılar.
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.