çakılı

listen to the pronunciation of çakılı
التركية - الإنجليزية
nailed (to)
(animal) that is tethered to a stake in (a place)
çakıl
{i} pebble

Most meteoroids are no bigger than a pebble. - Çoğu meteoroit bir çakıldan daha büyük değildir.

çakıl
{i} gravel

The long coastline of the city contains sand and gravel. - Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir.

Next year, this gravel road will be paved. - Gelecek yıl bu çakıl yola kaldırım taşı döşenecek.

çakıl
dirt
çakıl
gravel aggregate
çakıl
pebble stone
çakıl
cobble
çakıl
rounded pebble
çakıl
conglomerate
çakıl
shingles
çakıl
grit
çakıl
gravels
bir yerde çakılı kalmak
stick around
buzul çakılı
boulder gravel
dere çakılı
stream gravel
dere çakılı
river gravel
dren çakılı
drain gravel
nehir çakılı
river gravel
rüzgâr çakılı
wind-cut stone
teras çakılı
bank gravel
çakıl
ballast; hard core
çakıl
(Tabiat Doğa) (taş) gravel
çakıl
shingle
çakıl
pebble, small stone
çakıl
pebble; gravel
çakıl
(dere) rubble
çakıl
hard core
çakıl
pavement
çakıl
{i} ballast
التركية - التركية
Çivi, kazık gibi bir şeyle tutturulmuş
Bir tür kuş
Yeri değişmez, sabit
Çakılmış, bir şeye bağlı
çakıl
Harçsız taş duvar
çakıl
Dünyanın en kuzey kesimlerinde kuluçkaya yatan, kışlamak için Güney Afrika, Güney Asya ve Güney Amerika'ya göçen ve tepesi, ensesi, sırtı siyah ve pas rengi olan kuş
çakıl
Denizden çıkan ufak taş
çakıl
Taşlarla örülmüş duvar
çakıl
Küçük veya orta boyda taş parçası, çakıl taşı
çakıl
çamursuz ve harçsız örülmüş taş duvar
çakıl
Deniz ya da akarsu kıyılarındaki yuvarlak, küçük veya orta boy taşlar
çakıl
çegil
çakılı
المفضلات