The efforts brought about no effect.
- Çabalar sonuç getirmedi.
Efforts do not always pay off.
- Çabalar her zaman faydalı olmaz.
We're attempting to correct the problem.
- Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
All our attempts were in vain.
- Tüm çabalarımız boşunaydı.
I endeavored to do my duty.
- Görevimi yapmak için çaba harcadım.
My grandfather still endeavors to absorb new ideas.
- Büyükbabam hâlâ yeni fikirleri almak için çabalıyor.
She exerted herself to pass the examination.
- O, sınavı geçmek için çok çabaladı.
Tom struggled to walk again after the accident.
- Tom kazadan sonra tekrar yürümek için çabaladı.
She struggled to get up.
- O kalkmak için çabaladı.
The country is trying hard to make up for her trade deficit.
- Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.
Tom decided to give up trying to keep up with Mary.
- Tom Mary'ye ayak uydurmaya çabalamaktan vazgeçmeye karar verdi.