Effort produces fine results.
- Çaba güzel sonuçlar üretir.
I'm sure your efforts will result in success.
- Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
All our attempts were in vain.
- Tüm çabalarımız boşunaydı.
We're attempting to correct the problem.
- Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
To me, computer programming is an interesting endeavor.
- Bana göre, bilgisayar programlamak ilginç bir çabadır.
I endeavored to do my duty.
- Görevimi yapmak için çaba harcadım.
She exerted herself to pass the examination.
- O, sınavı geçmek için çok çabaladı.
Tom struggled to climb to the top.
- Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.
Tom struggled to make ends meet.
- Tom geçimini yapmak için çabaladı.
The country is trying hard to make up for her trade deficit.
- Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.
As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
- Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.