Linda was called back from college by her father's sudden illness.
- Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
The baby is called Tom.
- Bebek Tom olarak çağrılıyor.
Let's try to make the call once more.
- Bir kez daha çağrı yapmaya çalışalım.
He heard someone calling for help.
- Birisinin yardım çağrısında bulunduğunu duydum.
She heard someone calling for help.
- O, yardım çağrısı yapan birini duydu.
A summons has been issued.
- Bir çağrı yayımlandı.
Fadil received a court summons.
- Fadıl bir mahkeme çağrısı aldı.