çağlayan

listen to the pronunciation of çağlayan
التركية - الإنجليزية
{i} waterfall
chute
fall
cascade
waterfall, cascade
waterfall, cascade, falls
cataract
linn
{i} gurgling
falls
babbler
overfall
çağlayan gibi dökülmek
cascade
التركية - التركية
Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelâle: "Yüksekten karşıda çağlayanın şırıltısı duyuluyordu."- o. Seyfettin
Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelâle
gürlek
çağlar
(Osmanlı Dönemi) MEKSUB
cağıldak
çağlayan
المفضلات