çıt

listen to the pronunciation of çıt
التركية - الإنجليزية
click
crack, cracking sound
crack

I heard Tom cracking his knuckles. - Tom'un parmaklarını çıtlattığını duydum.

Stop cracking your knuckles. - Parmaklarını çıtlatmayı kes.

cracking sound
snap

Tom snapped his fingers. - Tom parmaklarını çıtırdattı.

Mother closed her purse with a snap. - Anne çantasını bir çıtçıtla kapattı.

Çıt yok
There is no sound
çıt etmek
to make a cracking sound
çıt etmek
click
çıt kuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: çıtkuşugiller) [syn.: çıt kuşu, çalıkuşu, bokluca bülbül, becet] wren
çıt yok
There's not a sound to be heard
çıt çıkarmamak
to make no noise, to keep silent
çıt çıkarmamak
not to make a sound, not to utter a peep
çıt çıkmamak
there be not a sound to be heard
çıt çıkmamak
for no sound to be heard; not to utter a peep
çıt çıt
(Tekstil) snap fasteners
çıt çıt
(Tekstil) snap fastener
çıt çıt
(Tekstil) gripper
ağızından çıt çıkmamak
not to divulge a word, (for someone's mouth) to be sealed
çıt
المفضلات