çıkarılmış

listen to the pronunciation of çıkarılmış
التركية - الإنجليزية
off
unfixed
emitted
disjointed
ejected
deleted
derived
issued
işten çıkarılmış
redundant
çık
drop out of
devreden çıkarılmış
disabled
çık
(Bilgisayar) break

I went for a walk after breakfast. - Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.

I left home without having breakfast yesterday. - Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.

çık
(Bilgisayar) escape

Her name often escapes me. - Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.

They wanted to escape on vacation. - Tatile çıkmak istediler.

çık
{f} exit

Please use this exit when there is a fire. - Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.

Everybody in the building headed for the exits at the same time. - Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.

çık
got out

Tom got out of the hospital. - Tom hastaneden çıktı.

Tom got out of cleaning the bathroom. - Tom banyoyu temizlemekten çıktı.

çık
{f} exited

Sami exited the underground parking lot. - Sami yeraltı otoparkından çıktı.

The old woman exited the bus. - Yaşlı kadın otobüsten çıktı.

çık
went forth
çık
go out

I can't go out because I have a lot of homework. - Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.

Daddy, may I go out and play? - Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?

çık
move up
çık
emerge

Emergency exits must be kept free of blockages for public safety. - Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges. - Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.

çık
gone forth
çık
took off for
çık
go forth
çık
emanate
çık
take off for
çık
taken off for
çık
get out

They'll get out of class in forty minutes. - Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.

By the time you get out of prison, she'll have been married. - Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.

ahzolunmuş. çıkarılmış. alınmış
ahzolunmuş. issued. taken
bazı sözcükleri çıkarılmış
elliptic
bazı sözcükleri çıkarılmış
elliptical
telleri çıkarılmış
unstrung
yağı çıkarılmış
defatted
yüz katına çıkarılmış miktar
centuplicate
zorla çıkarılmış
winkled
çekirdekleri çıkarılmış
stoned
çürüğe çıkarılmış
castaway
çık
quit

Tom couldn't quite make out what the sign said. - Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.

Jane is very content with her job and has no desire to quit it. - Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.

çık
exeunt