çığlık

listen to the pronunciation of çığlık
التركية - الإنجليزية
scream

The baby screamed all night. - Bebek bütün gece çığlık attı.

I heard someone screaming. - Birinin çığlık attığını duydum.

hoop
crow

A cry arose from the crowd. - Kalabalıktan bir çığlık yükseldi.

The crowd was screaming. - Kalabalık çığlık atıyordu.

cry

The man gave a big cry. - Adam büyük bir çığlık attı.

When he entered the building, he was frightened by a sudden cry. - O, binaya girdiğinde, ani bir çığlık sesiyle korkutuldu.

whoop
skirl
yell

Yelling and screaming is not going to get you anywhere. - Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.

Tom was screaming and yelling. - Tom çığlık atıyordu ve bağırıyordu.

shriek

I saw an alien! shrieked Tom. Really? quipped Mary. - Tom Bir uzaylı gördüm! diye çığlık attı. Mary Gerçekten mi? diye espri yaptı.

shouting

There was shouting and confusion everywhere. - Her yerde çığlık ve kargaşa vardı.

Suddenly, I heard shouting. - Aniden bir çığlık duydum.

cry, scream, screech, shriek, clamour
call on
wail
trumpet
{i} screech

The owl gave a loud screech. - Baykuş yüksek sesle çığlık attı.

Sami heard a screech. - Sami bir çığlık duydu.

whine
outcry
{i} crying

Tom was screaming and crying. - Tom çığlık atıp ağlıyordu.

Layla just started screaming and crying. - Leyla çığlık atıp ağlamaya başladı.

call
çığlık atmak
shriek
çığlık atmak
scream

Tom opened his mouth to scream. - Tom çığlık atmak için ağzını açtı.

Yelling and screaming is not going to get you anywhere. - Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.

çığlık atan
screaming

Tom could hear screaming. - Tom çığlık atanı duyabildi.

The wind sounds scary, like screaming ghosts. - Rüzgar, çığlık atan hayaletler gibi korkutucu geliyor.

çığlık atmak
screech
çığlık atmak
cry out
çığlık atan kimse
screamer
çığlık atmak
whoop
çığlık atmak
cry
çığlık atmak
shriek out
çığlık atmak
to scream, to shriek, to let out a scream
çığlık atmak
skirl
çığlık atmak
hoop
çığlık çığlığa
shouting and screaming
çığlık çığlığa
screaming; shrieking; screeching

Çığlık çığlığa koşarak uzaklaştı - She ran away screaming.

keskin çığlık
screech
التركية - التركية
Acı acı veya ince ve keskin bağırma, feryat, figan: "İki kardeş güzel güzel oynarken ne oldu ise birdenbire bir ağlama, bir çığlık başladı."- M. Ş. Esendal
Acı acı veya ince ve keskin bağırma, feryat, figan
vaveyla
çığlık çığlığa
Çığlık atarak, bağırıp çağırarak