arâzi̇ teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- arazi
- land
He sold all his land.
- O bütün arazisini sattı.
You can't build buildings on swampy land.
- Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- arazi
- terrain
Situated on hilly terrain, the cathedral can be seen from a long distance.
- Tepelik arazide yer alan katedral uzun bir mesafeden görülebilir.
Unfamiliar terrain can be difficult to traverse.
- Alışık olunmayan araziyi geçmek zor olabiliyor.
- arazi
- terrane
- arazi
- acres
Sami owns hundreds of acres of land south of Cairo.
- Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.
I have purchased eight acres of land for my retirement.
- Benim emekliliğim için sekiz dönüm arazi satın aldım.
- arazi
- holding
- arazi
- landed
- arazi
- all-ter'rain
- arazi
- acre
Sami owns hundreds of acres of land south of Cairo.
- Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.
I have purchased eight acres of land for my retirement.
- Benim emekliliğim için sekiz dönüm arazi satın aldım.
- arazi
- (Askeri,Jeoloji) field
The stars were shining over the silent fields.
- Yıldızlar sessiz arazilerin üstünde parlıyordu.
It'll save time if we cut across the field.
- Araziyi kestirmeden gidersek zaman kazandırır.
- arazi
- real property
- arazi
- dominion
- arazi
- country; terrain
- arazi
- lands; territory
- arazi
- soil
- arazi
- territory
- arazi
- landed property
- arazi
- estate
Tom inherited his uncle's estate.
- Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.
- arazi
- all terrain
- arazi
- premises
- arazi
- open land, fields, or spaces
- arazi
- piece of land; land
- arazi
- land, country; ground, terrain; domain, estate, real property
- arazi
- off-highway
- arazi sahibi
- landowner
- arazi arabası
- land-rover
- arazi aracı
- terrain vehicle
- arazi deneyi
- (İnşaat,Jeoloji) field test
- arazi etüdü
- (Askeri) terrain study
- arazi koruma
- land conservation
- arazi modeli
- terrain model
- arazi sahibi
- the landed interest
- arazi sahibi
- (Kanun) heritor
- arazi sahibi
- landed
- arazi sahibi
- (Teknik,Ticaret) land owner
- arazi sahibi
- proprietor
- arazi sahihi
- (Kanun) landowner
- arazi yapısı
- lay
- arazi yarışı
- off-road racing
- arazi ölçümü
- (Askeri) ground survey
- arazi ıslahı
- land reclamation
- arazi ıslahı
- (Tarım) reclamation of land
- arazi şekli
- (Çevre) landform
- arazi ıslahı
- reclamation
- arazi aracı
- 4x4: a four-wheel automotive vehicle (as a pickup) equipped with four-wheel drive
- arazi olmak
- Skive off
- Arazi Koruma Araştırma Enstitüsü
- (Hukuk) Plant Protection Research Institutes
- Arazi Koruma Merkezi Araştırma Enstitüsü
- (Hukuk) Plant Protection Central Research Institute
- arazi alanı
- acreage
- arazi amenajmanı
- land management
- arazi arabası
- jeep
- arazi arabası
- jeep, land-rover
- arazi ayırma
- land allocation
- arazi açmak
- to clear land
- arazi açmak
- clear land
- arazi basıncı
- rock thrust
- arazi bilgisi
- terrain intelligence
- arazi borusu
- land pipe
- arazi doldurma
- landfill
- arazi drenajı
- land drainage
- arazi etüdü
- land survey
- arazi eğitimi
- field training
- arazi geliri
- capital rent
- arazi geliri
- (Kanun) land rent
- arazi hedefi
- (Askeri) landscape target
- arazi hukuku
- land law
- arazi hukuku
- real property law
- arazi islahı
- land reclamation
- arazi işleri
- (İnşaat) field operations
- arazi karantina düzenlemeleri
- (Hukuk) Plant Quarantine Regulation
- arazi kaybı
- (Çevre) land degradation
- arazi kayıt sistemi
- (Hukuk) land registration system
- arazi kazanma
- reclamation
- arazi kazanma
- land reclamation
- arazi kazanmak
- to reclaim
- arazi kesiti
- ground profile
- arazi keşfi
- field reconnaissance
- arazi kirası
- ground lease
- arazi kirası
- (Ticaret) land tenure
- arazi kirası
- ground rent
- arazi kotu
- level of ground
- arazi kotu
- ground level
- arazi kullanım planı
- (Hukuk) land use plan
- arazi masası
- (Askeri) terrain board
- arazi mühendisi
- surveyor
- arazi münhanilerine uydurma
- (Askeri) terrain contour matching
- arazi olmak
- do a bunk
- arazi olmak
- sneak off
- arazi olmak
- slope off
- arazi olmak
- to travel, to run away, to sneak off, to do a bunk, to bunk off
- arazi olmak
- slang to get lost, beat it
- arazi parçası
- lot, piece of land
- arazi parçası
- plat
- arazi parçası
- plot
This plot of land is my property.
- Bu arazi parçası benim malımdır.
- arazi parçası
- a piece of land
- arazi planı
- land plan
- arazi profili uyumu
- (Askeri) terrain profile matching
- arazi rantı
- ground rent
- arazi rantı
- (Kanun) land rent
- arazi sahibi
- Franklin
- arazi sahibi
- landed interest
- arazi sahibi
- landlord
- arazi sahibi
- landed proprietor
- arazi sahibi
- landed gentleman
- arazi sifonu
- yard trap
- arazi sunumu
- (Politika, Siyaset) supply of land
- arazi sınırı
- boundary line
- arazi sınırı
- abuttals
- arazi tatbikatı
- mil . field exercise
- arazi taşıtı
- cross country vehicle
- arazi taşıtı
- jeep
- arazi terki
- (Kanun) cession of territory
- arazi tesviye makinesi
- land leveler
- arazi uçuşu
- (Askeri) terrain flight
- arazi vasıtası
- all-terrain vehicle
- arazi vergisi
- land tax
- arazi vitesi gear
- for four-wheel drive
- arazi yasası
- (Kanun) homestead law
- arazi yükseltme
- landfill
- arazi çoklu birliği
- (Askeri) contour multiunit
- arazi ölçmek
- measure a land
- arazi ölçü aleti
- theodolite
- arazi ölçü birimi
- acre
- arazi ölçü birimi
- 046.86 square meters
- arazi ölçü birimi
- unit of area used to measure plots of ground equal to 4
- arazi ölçü birimi
- 840 square yards or 4
- arazi ölçüm
- land measure
- arazi ölçüm
- measurement of ground area
- arazi ölçüm aleti
- stadia
- arazi ölçüm aleti
- stadia rod
- arazi ölçüm mühendisi
- geometer
- arazi ölçüm mühendisi
- geometrician
- arazi ıslahı
- land improvement, reclamation
- arazi şeridi
- (Askeri) terrain strip
- arazi şeridi
- (Askeri) terrain belt
- arazi, toprak
- (Hukuk) land, estate, territory
- arazi
- {i} country
Tom owns a small piece of land in the country.
- Tom memlekette küçük bir araziye sahiptir.
Nobody wanted to buy land in my country.
- Kimse ülkemden arazi satın almak istemedi.
- dağlık arazi
- highland
- ekilebilir arazi
- (Tarım) farmland
- çalılık arazi
- moor
- çalılık arazi
- bush
- arazi
- plot
This plot of land is my property.
- Bu arazi parçası benim malımdır.
- askeri arazi
- (Askeri) military reservation
- beylik arazi
- domain
- düz arazi
- level area
- düz arazi
- flat
Flat land has no mountains or hills.
- Düz arazi hiçbir dağ veya tepeye sahip değildir.
- ekilebilir arazi
- (Tarım) tillage
- ekilebilir arazi
- (Tarım) cultivated land
- ekim için kiralanan arazi
- allotment
- emlak ve arazi sahipleri
- landowners
- engebeli (arazi)
- rough
- engebeli arazi
- rugged terrain
- engebeli ve ağaçsız arazi
- moor
- hakim arazi
- (Askeri) dominant terrain
- hayati önemde arazi
- (Askeri) vital ground
- kritik arazi
- (Askeri) key terrain
- site arazi
- site
- arazi
- property
Please get off my property.
- Lütfen arazimden çık.
This plot of land is my property.
- Bu arazi parçası benim malımdır.
- arazi
- moor
- arazi
- glebe
- Arazi
- landuse
- arazi
- in land
- araziler
- territories
- araziler
- uplands
- çukur arazi
- pit area
- alüvyondan oluşan arazi
- alluvion
- alüvyonlu arazi
- alluvium
- arazi
- tract
- açık arazi
- mil . exposed terrain, unprotected terrain, open country
- bataklık arazi
- slew
- boş arazi
- waste
- boş arazi
- wasteland
- buzul arazi şekilleri
- (Coğrafya) glacial landform
- cepheler arasındaki arazi
- no man's land
- derebeylik arazi tasarruf hakkı
- soccage
- derebeylik arazi tasarruf hakkı
- socage
- ekilebilir arazi
- arable
Arable land is land that can be used to grow crops.
- Ekilebilir arazi mahsul yetiştirilebilen arazi demektir.
- engebeli arazi
- rough
The rough terrain checked the progress of the hikers.
- Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
- engebeli arazi forklifti
- (Askeri) rough terrain forklift
- engebeli arazi konteyner elleçleyici
- (Askeri) rough terrain container handler
- engebeli arazi konteyner vinci
- (Askeri) rough terrain container crane
- engebeli arazi parçası
- steep and uneven piece of land
- gizleme sağlayan arazi
- (Askeri) concealing feature
- halk tabakasından arazi sahibi
- Franklin
- hava savunma komutanı; arazi hasar kontrolü
- (Askeri) air defense commander; area damage control
- hükümdara ait arazi
- dominion
- işlenmiş arazi
- cultivated land
- jeolojik arazi etütleri
- geological site investigations
- katılan arazi
- annexation
- killi arazi
- (İnşaat) clayed land
- killi arazi
- (Jeoloji) clayey land
- kiraya verilen küçük arazi
- allotment
- komşu arazi sahibi
- abutter
- koruma altına alınmış arazi
- park
- korumaya alınmış arazi
- reservation
- korumaya alınmış arazi
- reserve
- kumlu arazi
- (Askeri) dune country
- kuru arazi
- terra firma
- kurutulan arazi
- drainage
- küçük arazi
- small holding
- kıraç arazi
- moorland
- manialı arazi
- rough terrain
- meskun olmayan arazi
- unsettled land
- miri arazi
- demesne
- nadas arazi
- fallow lands
- nadasa bırakılan arazi
- fallow
- ormanlık arazi
- timberland
- ortaçağ arazi ölçü birimi
- hide
- rıhtım yakınındaki arazi
- quayside
- sayısal arazi yükseklik verisi
- (Askeri) digital terrain elevation data
- suni arazi şekli
- (Askeri) ground patterning
- sürülebilir arazi
- arable land
- tarıma elverişsiz aşırı sulak arazi
- swamp
- tepelik arazi
- hilly terrain
- toplam arazi
- accumulative area
- tımar kayıtlarıyla elde tutulan arazi
- copyhold
- ulusal arazi politikası
- national land policy
- uzak terminal; engebeli arazi
- (Askeri) remote terminal; rough terrain
- vazife, düşman, birlik, arazi ve hava durumu, sivil varlık üstüne değerlendirmel
- (Askeri) mission, enemy, terrain and weather, troops available and civilian
- vazife, düşman, dost kuvvetler, arazi, hava ve mevcut zaman
- (Askeri) mission, enemy, terrain and weather, troops and support available-time available
- verimli arazi
- (Tarım) fertile land